İçindekiler
Komşunun sınırları içerisinde, Ege adaları arasında en kıymetli ve popüler olanlardan biri Kos, onu İstanköy olarak da bilirsiniz. Bizim kıymetlilerimizden Bodrum Yarımadası’na komşu, hemen karşısında, Yunanistan’ın 12 Adalar’ına bağlı bir ada. Turizm açısından oldukça revaçta olan yerlerden Kos’u gezmeye ne dersiniz?
Popüler deyince aklınıza kocaman bir ada gelmesin çünkü Kos’un bir ucundan diğer ucuna gitmek maksimum 45 dk sürüyor. Bodrum’a komşu olduğunu zaten söylemiştim ama Akyarlar’dan bakınca rahatlıkla görebileceğinizi de eklemek istiyorum. Kos’un geçmişine baktığımızda ilk yerleşimlerin MÖ. 11. yüzyıla dayandığını görüyoruz. Bu güzel ada, önce Yunan, sonrasında Roma ve Venediklilerin egemenliğinde kalmış. Ondan sonra da tam 400 yıl boyunca Osmanlı bu topraklarda hakimiyet sürmüş. Bundan mütevellit oldukça fazla Türk nüfusuna sahip. Türklerin ikâmet ettiği bölge yoğunlukla Platani Köyü. burası merkeze yakın köylerden biri.
Adanın ismini bu kadar kullandıktan sonra nereden geldiğini ve ne anlama geldiğini de anlatmadan olmaz. Kos ismine dair çok kesin bir bilgi olmasa da Yunan Mitolojisi’ndeki Triopia Kralı’nın kızından geldiği söyleniyor. Kızımızın ismi Koos. Uluslararası kaynaklarda Kos adasını Cos, Stanchio, Cos gibi isimlerle de görebilirsiniz. İstanköy ismi ise Yunanca Eis tin Ko veya Stanchio kelimesinden değişerek bugünkü halini almıştır. Bu kelimeler Yunanca’da Kos anlamına geliyorlar.
Kos Adası’ndan bunları yapmadan dönmeyin
- Neratzia olan Şövalyeler Kalesi’ni ziyaret edin.
- Kos Limanı’na yaklaşık 25 km uzaklıkta bulunan yel değirmenlerini ziyaret edip, fotoğraf çektirmeyi unutmayın.
- Hipokrat’ın yaklaşık 2400 yıl önce, önünde öğrencilere ders anlattığı söylenen Hipokrat ağacını görün.
- Hipokrat’ın ölümünden sonra, adına adanmış Asklepion bölgesini ziyaret edin. Bölge adanın merkezine 4 km mesafede bulunuyor.
- Tavus kuşları ve kedileri ile turistlerin uğrak yerlerinde Plaka Ormanı’nı ziyaret edin.
- Eleftherias Cami’ni ziyaret edin.
- Kos’ta bulunan önemli bir arkeolojik sit alanı olan Casa Romana’yı ziyaret edin.
- Agios Fokas, Kardamena, Lagada, Limnionas, Tigaki plajlarına gidin ve incecik kumların, mavi suların keyfini çıkarın.
- Kos Roma Odeonu’nu ziyaret edin.
- Kos’ta özellikle günbatımı zamanında düzenlenen safarilere katılın.
- Saint John şövalyeleri tarafından inşa edilmiş Neratzia Kalesi’ni ziyaret edin. Nam-ı diğer Şövalyeler Kalesi.
- Cezayirli Hasan Paşa Cami’ni ziyaret edin.
- Eleftherias Meydanı’nında soğuk bir şeyler içip, ufak bir mola verin.
- Eleftherias Meydanı’na gelmişken Defterdar İbrahim Paşa Cami’ni ziyaret edin. İstanköy Arkeoloji Müzesi’ni görün.
- Agia Paraskevi Kilisesi’ni ziyaret edin.
- Platani Köyü’nü (Türk Mahallesi) mutlaka ziyaret edin.
- Şarap fabrikalarını ziyaret edip, tadımlar yapın.
- Belediye pazarından alışveriş yapın.
Kos Gezilecek Yerler
Hipokrat Ağacı
Kos denilince akla gelen ilk yerlerden ve ilk isimlerden biri Hipokrat. Tarihin ilk doktorlarından biri biliyorsunuz Hipokrat hatta günümüz tıp öğrencilerinin ettiği yemine de ismini veren kişidir. Hipokrat’ın evinin Kos’ta olduğuna inanılıyor. Kos’a gittiğinizde Neratzia Kalesi’nin hemen girişinde bulunan Hipokrat Ağacı’nı görebilirsiniz. Hipokrat’ın öğrencilerini bu yaşlı ağacın altına toplayarak ders verdiği söyleniyor. Ufak bir mola vermek ve serin serin oturmak için harika bir yer.
Neratzia Kalesi
Neratzia Kalesi demişken oradan da bahsedelim, bu kalenin bir diğer adı da Şövalyeler Kalesi, ne kadar romantik değil mi? Eski bir kalenin yıkıntıları üzerine inşa edilen Neratzia Kalesi, Kos Limanı’nın hemen girişinde bulunuyor. Adından da anlaşılacağı üzere burası Saint John şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. 1380 yılına gelindiğinde Osmanlı saldırılarına karşı korunmak için 4 kule daha eklenmiş. 1523 yılına gelindiğinde Osmanlı kaleyi ele geçirmiş ve tam 389 sene himayesinde tutmuş. Bu kale ile ilgili en üzücü durum ise 2017 yılında yaşanan deprem sonrasında kalıcı olarak kapatılmış olması. Bunun sebebi olarak da Yunan hükümetinin burayı yeniden onarak bütçesinin olmadığı söyleniyor. Dışarıdan da olsa görebilir, bir hatıra fotoğrafı çekebilirsiniz. Kalenin kalan detayları, sizin hayal gücünüze kalmış artık.
Neratzia Kalesi’ni gördük, sonra Hipokrat ağacının altında minik çeşmenin yanında küçük bir mola verdik. Sıra geldi Cezayirli Gazi Hasan Paşa Cami’ni görmeye.
Cezayirli Gazi Hasan Paşa Cami
Bu cami Hipokrat ağacının hemen yanında.Bu cami Kos Adası’nın arkeolojik alanı olan ve Lonca olarak adlandırılan bölgede yer alıyor. İsmini kendisini yaptıran o dönem adanın valisi olan Cezayirli Hasan Paşa’dan alıyor. Yapım yılı 1776. Mimari açıdan oldukça güzel bir eser. Kemerler üzerine yerleştirilmiş, iki katlı bu güzel camiye merdivenle çıkılıyor. Kapının hemen önünde yer alan sundurmanın tavanına baktığınızda ay yıldızlı bir rozet göreceksiniz.Gazi Hasan Paşa Cami çatılı ve dikdörtgen planlı bir yapı. Caminin avlusuna baktığınızda, bir çınar ağacı göreceksiniz ( Hipokrat ağacı evet ) Bu çınarın yanında, altı köşeli, altı mermer sütunlu bir şadırvan bulunuyor. Şadırvanın su deposunun on iki mermer yüzüne, selvi ağacı motifleri işlenmiş. Ne üzücü ki,caminin dışı gibi içi de harap bir vaziyette. İçeriden çökmesini engellemek için çeşitli yerlerine dayanaklar konulmuş. Her şeye rağmen muhteşem bir mermer işçiliğe sahip olan mihrabı oldukça sağlam durumda. Caminin hemen yanında bulunan Müslüman mezarlığından günümüze ancak bir iki kırık mezar taşı sağlam kalabilmiş.
Asklepion Antik Şehri
Antik Yunan’dan kalmış olan tüm asklepionlar arasında en önemlilerinden biri Kos’ta bulunan Asklepion Antik Şehri. Buranın önemi, ismini aldığı Asklepios’dan geliyor. Asklepios Antik Yunan ve Roma’da sağlık ve tıp tanrısı olarak biliniyor ve Asklepionlar ona adanmış tapınaklar aslında. Tabi zaman geçtikte kütüphane, eğitim sınıfları, hamam ve kaplıcalar ilave edilmiş ve adeta bir sağlık & eğitim kompleksine dönüşmüş. Asklepionlar MÖ 400’lü yıllardan başlayarak oldukça popüler hale gelmiş ve Antik Yunan’da şifa arayanların uğrak noktaları olmaya başlamış. Buraya gelen hastalar başlangıçta din adamları tarafından, bilimden uzak mistik ve geleneksel yöntemlerle tedavi ediliyormuş. O kadar ki hastalar gece rüyaya yatar, uykularında Asklepios’u görmeyi diler ve onu gördükten sonra kendilerini tedavi etmesini beklerlermiş. Din adamları rüyasında Asklepios’u gören hastayı genellikle hamama ya da gymnasiuma yönlendirirmiş. Bu rüya ritüelinin en önemli ayrıntılarından biri de yılanlar. Yılanlar Asklepios tarafından kutsanmış hayvanlarmış. Bu sebeple rüya ritüeli esnasında zehri alınan yılanlar istihare uykusuna yatmış insanların arasına salınırmış. Bir nevi, onlara rehberlik edeceklerine ve şifa vereceklerine inanılıyormuş sanırım. Asklepion’un en önemli yanlarından biri de Tıp ilminin önderi olarak adledilen Hipokrat’ın burada eğitim görmüş olması. Zaman içerisinde yaşanan depremler burayı ciddi anlamda yıkmış olsa bile, üç taraça üzerine kurulu bu yapının binaları ve bölümleri rahatlıkla ayırt edilebiliyor.
Birinci taraça; “Π” biçiminde ve sütunlar üzerine kemeraltı şeklinde inşaa edilmiş, tahmin edeceğiniz üzere ilk taraça burası. Bu bölümün bir kısmının tıp fakültesi olarak kullanıldığı söyleniyor. Açık olan güney tarafının ise hastalar ve refakatçiler tarafından kullanıldığı düşünülüyor. Burada ayrıca M.S 3. yüzyıla ait Roma hamamları da yer alıyor.
İkinci taraça; bu bölüm tüm kompleksin en eski kısımlarına sahip. Burada M.Ö. 4. yüzyıla ait bir sunak da bulunuyor. Avato bölümü de bu taraçanın güney kısmında bulunuyor. Avato ne diye düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum; hastaların şifalanmak için istihare uykusuna yattığından bahsetmiştim. İşte onlar, zehirsiz yılanlar ile birlikte Avato bölümünde uyuyorlar.
Üçüncü taraça; burası da en üstte yer alan taraçadır. M.Ö. 2. yüzyılda inşa edilen Asklepion Tapınağı’nın kalıntılarını görebilirsiniz rahatlıkla. Bu kalıntıların ortasında ICXP harflerini görebilirsiniz. Bu harfler İsa Mesih anlamına geliyor ve zamanında buraya inşa edilen erken döneme ait bir Hristiyan kilisesinden günümüze kalan son parçalar olma özelliğini taşıyor.
Platani Köyü
Platani, Kos’ta bizden bir köy, bir Türk köyü. Platani köyünün eski adı Germe. Germe adı ise Gökova’nın antik adı olan Kermesos’tan geliyor. Adanın merkezine 3 km uzaklıkta yer alıyor. Belediye otobüsleri ile rahatlıkla ulaşım sağlayabilirsiniz. Yürümekten keyif alıyorsanız, rahatlıkla yürünebilecek bir yol. Bu sayede yol üzerinde bulunan 2. Dünya Savaşı’ndan kalan Yahudi mezarlığını ve Osmanlı döneminden kalan mezarlığı görme şansınız da olur. Platoni Yunan halkı tarafından da oldukça sevilen bu köyün meydanında birkaç Türk restoranı bulunuyor. Burada mis gibi Türk kebabı yiyebilir, Türk rakısı ve Türk kahvesi içebilirsiniz. Ayrıca bir köy marketi, pastane, cami ve kahvehane de bulunuyor. Bahsetmiş olduğum gibi, tam bir Türk köyü. Buralara kadar gelmişken Paradiso pastanesine uğrayıp bademli çikolataların ve domates reçelinin tadına bakmadan ayrılmayın.
Defterdar Cami
Burası Kos merkezde, eski şehir olarak adlandırılan Platea Elefterias Meydanı’nda bulunuyor. İbadete açık iki camiden biri; cuma ve bayram namazları imam eşliğinde kılınır. Diğer zamanlarda da genellikle ziyarete ve ibadete açık durumda. Diğer cami de Platoni köyündeki köy camisi. Adını yine kendisini yaptıran Defterdar İbrahim Efendi’den alıyor. 1724 yılında yapılmış ve hem ibadete hem de ziyarete açık olduğu için oldukça temiz durumda. Burası da iki katlı bir cami ve revakı merdiven aracılığıyla çıktığımız ikinci katta bulunuyor. Alt katında ise, çeşitli kafeterya ve dükkanlar bulunuyor. Buraları gelir elde etmek amacıyla işletme sahiplerine vakıf kiralıyor. 1991 yılında Vakıflar İdaresi tek şerefeli minaresini restore ettirmiş. Kaidesinin üzerinde yer alan kitabede sağda “maşallah” solda “La kuvvete illa billah (Allahtan başka güç yoktur)” yazıları bulunuyor, Osmanlıca.
Arkeoloji Müzesi
Kos’a geldiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri de Arkeoloji Müzesi. Çoğunlukla Roma ve Helenistik döneme ait eserler burada sergileniyor. Eserlerin bir çoğu Agora, Batı Arkeoloji Bölgesi ve Odeon’dan çıkmış. Müze binası 1935’te İtalyanlar tarafından inşa edilmiş. Giriş katında mozaik yer döşemeleri ve heykeller sergileniyor, üst katta ise çoğunlukla seramik ve ufak parçaları görebilirsiniz. Antik Yunan dönemine ait, estetik harikası mermerden yapılmış tanrı ve tanrıça heykellerini görmek insanda hayranlık uyandırıyor. Ayrıca Casa Romana’dan ( Roma Evi ) çıkmış mozaik yer döşemeleri de oldukça kıymetli eserlerden.
Batı Arkeoloji Bölgesi / Müzesi
Bu bölgenin güney batısı Antik Yunan döneminden kalma Akropol tepesi, kuzey batısı Roma yerleşimidir. 7/24 ziyarete açıktır. Bölgeden elde edilmiş bir çok tarihi buluntu mevcut. Europa’nın Kaçırılışı Evi, hamamlar, bir gymnasium, nemf (su perileri) tapınağı, Europa ve Slinou Evi, Parido’nun yargılanması mozaiği ve iki eski Hristiyan bazilikasını en önemlileri arasında söyleyebiliriz. Batıdaki gymnasium antik stadyuma oldukça yakındır. 1.20 metre genişlikteki bir yolla bağlıdır. Europa’nın Kaçırılışı Evi’nden bahsetmek istiyorum biraz. Yunan mitolojisinde Zeus’un Europa’yı kaçırarak bir boğaya dönüştürmesi üzerine bir mit anlatılır. İşte bu mozaik tam da bu miti anlatıyor. Bu sebeple ismini bu mitten alıyor. Restore edilmiş ve gezilebilir durumda şu anda bu ev. İnşa tarihi M.Ö 3. yüzyılın sonlarına dayanıyor.
A Bazilikası, Batı Hamamları’nın frigidarium (soğukluk) bölümü üzerine, B Bazilikası da, Batı Hamamları’nın caldarium (sıcaklık) bölümü üzerine 469 depreminden sonra inşa edilmiş.
Odeon / Amfi Tiyatro
Burası da tıpkı Batı Arkeoloji Bölgesi gibi 7/24 ziyarete açık ve ücretsiz bir alan. İlk dokuz basamağı orjinal mermermiş ve restore edilmiş. Kullanıldığı dönemlerde buraya çok önemli şahsiyetler otururmuş. Sütunlu bölümde yapılan kazılarda bulunan Hipokrat heykeli ve diğer heykelleri Kos Arkeoloji Müzesi’nde görebilirsiniz. M.S. birinci ve ikinci yüzyılda yapılan bu yapı, 1929 yılında gün yüzüne çıkarılmış.
Casa Romana ( Roma Evi )
Burası bir villa. Şimdilerde bizde Kaş’a, Fethiye’ye tatile gidilip villa kiralanırken Roma döneminde de buraya mı gidiliyormuş diye düşünmüyor değil insan ama öyle değil. Burası Roma döneminde yaşayan çok zengin bir aileye ait, 36 odalı bir villa. Yakın zamanda da yoğun bir restorasyın yapılmış. Bu muhteşem villanın odalarında ve avlusunda bulunan yer mozaikleri Helen sanatına dair izler taşıyor. İşte bu yüzden, evin ilk bölümünün Helenistik dönem 1. yüzyıla ait olabileceği söyleniyor. Diğer bölümleri ise Pompei tarzında.
Evin odaları üç tane iç avlunun etrafına dizilmiş. Bu avluların ikisinde Rosod tarzı sütunları görebilirsiniz. Giriş kısmında bir heykel kaidesi bulunuyor ve bu kaidenin üzerinden şeytanı defeden anlamına gelen “ΑΠΑΛΕΞΙΚΑΚΟΣ” yazıyor. Bu kadar kültür turu yaptıktan sonra artık Kos’ın plajlarını görme zamanı geldi.
Kefalos – Ag. Stefanos Plajı
Burası oldukça popüler bir plaj Kos’ta. Kıyıya çok yakın bulunan kayalıkta duran küçük kilisesi ve sahil kenarındaki eski bazilikanın kalıntıları ile oldukça mistik bir havası var. Biraz yorulmayı göze alıyorsanız, bu kayalığa kadar yüzebilirsiniz. Mutlaka deniz ayakkabısı giymenizi öneririm zira çıplak ayakla kayalara tırmanmak pek kolay olmayacaktır. Bu plajdaki en keyifli aktivitelerden biri de şnorkel ile yüzmek. Tesis olan bir plaj değil, bu sebeple yiyecek ve içecek ihtiyaçlarınızı yanınızda getirmenizde fayda var. Adanın en temiz plajlarından biri burası.
Tigaki Plajı
Tigaki Kos’ta en sevilen ve en çok tercih edilen plajlardan biri. Kos limanına araçlar yaklaşık 10-15 dk mesafede, 10 km civarında bir uzaklıkta. Uzun ve temiz bir kumsala sahip. Platin beyazı kumuyla oldukça keyifli bir yer ve denizi de bir o kadar berrak.
Paradise Beach
Eğer işletmesi olan, konforlu bir plaj arıyorsanız, doğru yerdesiniz. Buraya adanın en popüler plajı da diyebiliriz. Kardamena plajı olarak da biliniyor burası. Eskiden bir dönem küçük bir balıkçı kasabasıymış. Uzun ve bembeyaz kumuyla oldukça keyifli bir yer.
Tam Tam Plajı
Bir diğer popüler Kos plajı da Tam Tam! Mastichari kasabasının sahil şeridinde bulunuyor burası. Merkezden biraz uzaklaşalım ama kolay ulaşalım derseniz, Kos’a yarım saat mesafede bulunuyor.
Marmari Plajı
Kos’un kuzey kıyılarında bulunuyor Marmari Plajı ve diğer plajlar gibi incecik bir kum yapısına sahip. Oldukça da uzun bir sahil şeridi var. Diğer plajlara göre daha kalabalık ve hareketli bir yer. Buna bağlı işletmeler de bulunuyor elbette. Su sporlarını seviyorsanız burayı mutlaka görmelisiniz. Ayrıca günü akşama bağlayan bir plan yaparak Marmari’nin çevresinde bulunan Yunan tavernalarından birini görme şansını da yakalayabilirsiniz.
Lambi Plajı
Kos’a geldiniz ve yerleşim merkezine yakın yerlerde bir plajda vakit geçirmek isterseniz, Lambi Plajı tam size göre. Kos limandan rahatlıkla otobüs bulabilir ve Lambi’ye ulaşabilirsiniz. Burada ayrıca fotoğraf çekebileceğiniz bir yel değirmeni de bulunuyor.
Therma Plajı
İsmiyle müsemma, bölgede bulunan termal sular sayesinde oldukça popüler bir plaj Therma Plajı. Plajın hemen girişinde küçük kayalarla çevrili bir havuz göreceksiniz, tahmin edeceğiniz üzere bu havuz termal su ile dolu. Buradan çıkan sıcacık termal su, Therma plajı ile denize kavuşuyor. Tamamen doğal ve keyifli bir yer, Kos Liman’a 10 km uzaklıkta. Tesis bulunmuyor, şemsiye ve şezlong gibi hizmetler de yok. Bu sebeple, burayı görmek istiyorsanız hazırlıklı gitmelisiniz.
Evet, bu kadar gezip eğlendikten sonra acıktınız değil mi?
Kos’da Neler Yenir ?
Kos mutfağı bize oldukça yakın bir mutfak. Oldukça lezzetli sıcak ve soğuk mezeleri mevcut. Bilhassa deniz ürünleri konusunda çok iyiler. Kalamara, ahtapota, karidese doyabilirsiniz burada rahatlıkla. Yunan mutfağının en güzel mezelerinden olan cacıki, patlıcan ezme, Girit ezme, fava ve taramayı denemeyi unutmayın. Yanına eşlik eden Yunan salatası da feta peyniri ve kalamata zeytini ile oldukça lezzetli bir salata.
Kos’ta en sevilen peynirlerden biri de Xinomyzithra’dır. Bir diğer adı da ekşi peynir. Anlayacağınız üzere normal peynirlere göre daha ekşi bir tada sahip. Sarsoymade’de ballı bir tatlı türü ve mutlaka denemenizi öneririm. Loukoumades ve xerotigana da deneyebilirsiniz, yağda kızarmış oldukça lezzetli tatlılardır.
Gelelim Kos’ta ne içilir kısmın, elbette listenin başında Uzo geliyor. Yunan kahvesi, mastika da uzo’yu takip ediyor. Uzo bizim rakıyı andırsa da çok daha hafif ve içimi kolay bir içki.
Yunan tavernalarının tatlı havasına uzo kokusu ve Yunan mezeleri de eklenince, keyifli bir akşam geçirmemeniz için hiç bir sebep kalmıyor.
Kos’a nasıl gidilir?
Kos Bodrum’un 8 mil uzağında. Bir havalimanı mevcut ve İstanbul’dan düzenli seferler yapılıyor. Uçak biraz maliyetli tabi, esasında buraya ulaşmanıen kolay ve ekonomik yolu feribotlar. Bodrum ve Turgutreis Limanı’ndan feribota binerek rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Vizenizi Kos’a girişte alıyorsunuz, bunun için gerekli bazı evraklar var elbette.
Pasaport: En az 6 ay geçerli olan pasaport ve fotoğraflı sayfasının fotokopisi. Varsa eski vize sayfalarının fotokopileri.
Biometrik Fotoğraf: Güncel çekilmiş, beyaz arka fonlu 2 adet fotoğraf gerekiyor ancak her ihtimale karşı birkaç tane fazla götürün yanınızda.
Vize Başvuru Formu: Mutlaka elektronik ortamda doldurulmuş vize başvuru formu ile gitmelisiniz.
Kimlik Fotokopisi ve kimliğinizin aslı
Otel rezervasyon Konfirmasyonu: Konaklama yapılacaksa parası ödenmiş otel rezervasyonu belgesi sunulmalı.
Gidiş –Dönüş Feribot ya da uçak bileti
Banka Hesap Özeti: Seyahati boyunca yetecek bakiyenin olduğu banka hesabına ait döküm.
Vize ücreti dekontu