İçindekiler
Sömbeki mi deseydim Simi ( Symi ) yerine bilmiyorum ama sizler onu Simi Adası olarak bilirsiniz. Sömbeki Osmanlı Dönemi’ndeki ismi oluyor kendisinin. Yunan kıyılarının en renkli adası dersem yanılmış olmam sanırım. Üstelik Ortodoks cemaati için en önemli hac yerlerinden biri olan Panormitis Manastırı da Simi Adası’nda bulunuyor. Konsepti ne olursa olsun tüm gezilerimde bu tür ruhani ve manevi yerler hep ilgimi çekmiştir. Ayrıca 12 Adalar içerisinde, bozulmadan kalmayı başarmış ada olması ile de ünlü Simi Adası. Ada grubunun en değerli taşlarından anlayacağınız.
Köylerinin renkli mimarisi, adanın öne çıkan en belirgin özelliklerinden biri ve limana yaklaşmaya başlar başlamaz göreceğinizbu yapılar, sizi bir anda bir kartpostal karesinin içine davet edecek. Göz alıcı limana ek olarak, gün batımını izleyebileceğiniz birkaç mükemmel manzara noktası, berrak sulara sahip plajları ve geleneksel Yunan tarzı ile kalbinizi fethetmeye meyilli bir adaya ayak basacaksınız inanın.
Liman demişken, buranın en etkileyici yeri gerçekten de liman. Limanın yukarısındaki tepe, masalsı bir cazibe yayan pastel boya gibi konaklarla dolu ve şehrin her köşesi muhteşem bir Ege Denizi manzarasına sahip! Limanın eşsiz atmosferinin günün her anında sizi nasıl büyülediğine şaşıracaksınız.
Başkent, adanın faaliyet merkezi ve iki yerleşim birimine ayrılmış durumda; Yukarı Simi (Ano Simi veya Chorio) ve Aşağı Simi (Kato Poli ve Gialos olarak da adlandırılır). İkisi de rengarenk konakları, huzurlu atmosferi, fotojenik ortamı ve güzel deniz manzarasıyla dikkat çekiyor. Kasabanın keşfinden sonra yaz sıcağından kaçmak istiyorsanız şayet, Simi Adası’nın birbirinden güzel plajlarından birinde alın soluğu. Öte
yandan eğer bir macera tutkunuysanız, adanın etrafında yapacağınız bir yürüyüşün sizi birçok şirin şapele ve fotojenik noktaya getireceğini de söylemek isterim. Girizgâhımdan da anlayacağınız gibi, Simi benim de adalar arasındaki favorilerimden.
Simi Adası birazcık uğraşsanız yüzerek gidilebilecek mesafede, ülkemize o derece yakın yani. Bozburun’a 6 km, Datça‘ya 8 km mesafede bulunuyor. Bu küçük ada, Rodos’un yaklaşık 45 km kuzeydoğusunda ve Pire’den 472km uzaklıkta yer bulunuyor. Simi, 58 km2, yaklaşık 26 mil yüzölçümüne sahip.
Simi’den bunları yapmadan dönmeyin!
1- Ada liman bölgesini keşfedin. Pastel renklerde adeta bir pasta kremasını andıran evleriyle dolu sokaklarını adım adım gezmeden, fotoğraf çekmeden dönmeyin.
2– Muhteşem manzara için 500 merdiveni Chorio’ya kadar tırmanın
3– Başmelek Mikail’e adanmış Panormitis Manastırını ziyaret edin
2- Su sporları için ideal lokasyonlardan biri Simi Adası. Ege’nin kristal sularında, su sporları yapmadan dönmeyin.
3- Scuba diving deneyimini mutlaka yaşamalısınız. Eğer bröveli bir dalıcı iseniz, buranın methini duymuşsunuzdur ama, profesyonel olmayanlar da üzülmesin. Acemiler için discovery dalışı imkânı da mevcut. Eğer lisanslı bir dalgıçsanız, su altında görecekleriniz sizi hayran bırakacak, emin olabilirsiniz. Batıklar, mağaralar ve resiflerin yanında su altı canlıları gerçekten görülmeye değer.
4- Ef Zin’i ziyaret edin. Bu aslında ‘iyi yaşama sanatı’ manâsına gelen bir terim, Eski Yunanca’da. Ef Zin’de doğayla iç içe yoga ve meditasyon seanslarına katılabilirsiniz.
Hayattaki en basit şeylerin bile fiziksel ve ruhsal rahatlığa ulaşmanın bir yolu olduğuna dair bir felsefeleri var. Ruha ve bedene dokunarak yaşam kalitesini arttırmayı amaçlıyorlar. Nefes gücünü fark etmek, hissettiğiniz her duyguyu kucaklamayı ve kabul etmeyi öğrenmek, rahatlamak, gün batımını izlemek hatta yıldızların altında uyumak için muhteşem bir yer burası.
5- Son olarak, klasik Yunan tavernalarında nefis mezelerin tadına bakmadan ve birkaç tabak kırıp kendinizi Yunan ezgilerine bırakmadan dönmeyin.
6- Pantelis yada Manos restorana gidip otantik ada lezzetleri eşliğinde, romantik bir akşam yemeği yemeden Simi’den ayrılmayın.
Simi Adası Tarihi
Simi Adası’nın tarihinden biraz bahsetmek isterim. Küçük bir ada olmasına rağmen Simi’nin tarihi çok eskilere dayanıyor. Simia Kralı Nireas tarafından yönetilen Truva Savaşı’ndaki rolü nedeniyle Homer İlyada’sında da kendisinden bahsedilir. Aslında, MÖ 480’den beri Simi, Atina Birliği’ne aitken, sonrasında Roma ve Bizans hakimiyetlerine girmiş. Simi adası, resmi olarak Kirki, Metapontis ve Aigli olarak adlandırıldığı için her zamanşimdiki adıyla bilinmiyormuş elbette. Bugün kullandığımız isim mitoloji ile ilgili daha ziyade. Deniz tanrısı Poseidon ile evlenen ve adanın sakinlerinin sonraki lideri Hithonios’u
doğuran su perisi Simi’den geliyor ismi.
Simi, 1309 yılında Aziz John Şövalyeleri tarafından fethedilmiş ve bu olaydan sonra, sünger
ticareti, gemicilik ve diğerlerinin faaliyetlerin yanı sıra gemi inşasının gelişmesi nedeniyle
bir çiçek açma dönemi başlamış. Unutmadan, artan refahın bir yansıması olarak kiliselerin
çoğunun bu dönemde inşa edildiği de belgelenmiş.
1522 yılında Osmanlı İmparatorluğu Rodos’u fethettiğinde, Simi de Osmanlı hakimiyetine girmiş. Bu egemenlik dört asır boyunca sürmüş ve 1912 yılına gelindiğinde Simi de dahil olduğu 12 adalar ile birlikte
İtalyanlar’a bırakılmış. 2. Dünya Savaşı büyük bir nüfus göçüne neden olmuş ancak 1943’te İtalyan hakimiyeti sona erdiğinde Simi İngilizlerin yanında yer almaya başlamış ve daha sonra birkaç kez Almanlara geçmiş, sonrasında İngilizler 1944’te adayı üçüncü kez ele geçirmişler. Bu süreçte ülkeler arasında elden ele gezmiş anlayacağınız. Ertesi yıl, Almanlar On İki Adalar’ın teslim olması anlaşmasını imzaladıklarında 1947’de bir İngiliz Askeri Yönetimi Yunanistan’a teslim olmuş ve birçok güç mücadelesi ve iç karışıklıklardan sonra Simi, 1948’de tüm On İki Ada’nın Yunan Devleti’ne Entegrasyon Protokolü’ne dahil edilmiş.
Simi Vize Şartları Nelerdir?
Simi Adası’na seyahat için Simi Adası kapı vizesi veya Schengen vizesine ihtiyacınız var. Eğer yeşil pasaportunuz varsa, ayrıca vize almanıza gerek yok. Yunanistan yaz sezonu için Mayıs ve Eylül ayları arasında, bu dönemin turistik faaliyetlerini arttırmak için Simi Adası kapı vizesi uygulamasının geçerli olmasına müsaade ediyor. Ekim ayından Nisan sonuna kadar Simi Kapı Vizesi uygulaması yok.
Kapı vizesi almak zor bir işlem değil. İbraz etmeniz gereken evrakları ibraz ettikten sonra, vize ücretini ödeyerek Simi Kapı Vizesi alabiliyorsunuz. Bu başvuruyu Simi Adası’na sefer düzenleyen tur firmaları üzerinden yapabilirsiniz.
Simi Adası kapı vizesi için gerekli olan evraklar ise şu şekilde;
Elektronik ortamda hazırlanmış başvuru formu
En az 6 ay geçerliliği olan pasaport ve pasaport fotokopisi
Seyahat amacının açıklandığı yolcu beyan mektubu
2 adet biyometrik fotoğraf
Onaylı otel rezervasyon formu
Gidiş-dönüş gemi/feribot biletleri
Son 3 aya ait banka hesap dökümleri
Simi Adası seyahat sağlık sigortası
Simi vize fiyatları 2022 yılı itibariyle 80 EURO olarak belirlenmiş. Simi kapı vizesi ücreti; form, dilekçe doldurulması ve çift yönlü evrak gönderimi işlemlerini kapsıyor.
Simi Adası’na Nasıl Gidilir?
Havayolu ile;
Simi adasında havaalanı bulunmuyor. En yakın havalimanı Rodos’ta bulunuyor. Rodos Uluslararası Havalimanı “Diagoras”, Yunanistan’ın en yoğun dört havalimanından biri aynı zamanda.. Atina, Selanik ve diğer yerlerden iç hat uçuşları alırken, yaz aylarında Avrupa’nın birçok ülkesinden de uçuşlar alıyor.. Atina – Rodos uçuş süresinin yaklaşık 50 dakika. Rodos’tan Simi’ye feribotla kolayca ulaşabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık bir saat sürüyor ve sık sık sefer bulmak mümkün.
Denizyolu ile;
Simi Adası’na deniz yolu ile ulaşmanın iki farklı yöntemi var. Bunlardan birinde çıkış noktanız Türkiye, diğerinde ise Yunan Adaları oluyor. Eğer Türkiye’den gidecekseniz, Datça, Bodrum ve Marmaris üzerinden feribot ile geçiş yapabilirsiniz. Marmaris Simi arası feribot yolculuğu yaklaşık 2 saat sürüyor. Datça – Simi arası yolculuk süresi çok daha kısa, yaklaşık 50 dk.
İkinci seçenek olarak, Yunan Adaları’dan da Simi Adası’na geçiş yapabilirsiniz feribotla.
Rodos, Patmos, Leros, Kos gibi alternatifleriniz var oldukça sık sefer düzenleniyor. Ertürkline’dan online feribot bileti linki.
Simi Adası’na Ne Zaman Gidilir?
Yunan adaları deyince akla ilk gelen mevsim elbette yaz oluyor. Ege’nin masmavi suları, akşam tavernaları ve gece hayatı için ideal zaman gibi görünse de aslında bütçenizi de bir o kadar geniş tutmanız gerekiyor. Sıcak ve nemli yaz günlerinin yanında, daha ılık ilkbahar aylarını da tercih edebilirsiniz. Bilhassa yaz hazırlıklarının yapıldığı Mayıs ayını ya da yazın uğurlandığı Eylül ayını. Simi kışın da oldukça ılık bir iklime sahip ancak tatil için doğru zamanlama değil elbette.
Simi Adası’nda Nerede Kalınır?
1900 Hotel
Tam deniz kıyısında, 19. yüzyıldan kalma neoklasik bir konak. Oldukça özenli bir restorasyondan geçmiş, mimari bir mücevher desem yanılmış olmam açıkçası. Yüksek boyalı tavanlar ve duvarlar, nefesinizi kesecek canlı renkler ve detaylarla dolup taşıyor. Vintage detaylara ayrı, binanın büyüleyici ambiyansına ayrı hayran kaldım. Fotoğraflara bir bakmak isterseniz şayet; https://1900hotel.com/
On The Rocks Symi
On The Rocks, saklanmak için mükemmel bir seçenek, gerçekten. Bilhassa saklanmaya ihtiyaç duyacak kadar zenginseniz. Simi’nin en seçkin yerleşim bölgesi olan Nimborio’da bulunuyor. Pastoral bir sahil konumuna hakim, yataktan kalktığınız anda kendinizi denize bırakabiliyorsunuz.
Emporio Hotel
Sadece beş odası ve bir bahçe suiti ile, deniz kıyısındaki inanılmaz keyifli bir yer burası. Geniş bahçeleri dinlenmek için ideal. Ayrıca düğünler, yoga inzivaları veya aile kutlamaları için özel teklifleri de bulunuyormuş. Küçük bir grup olarak ( maksimum 18 kişi ), bu tür bir planınız varsa değerlendirebilirsiniz.
Nireus
Neo-klasik tarzda inşa edilmiştir ve Sİmi limanının girişine hakim manzaralı deniz kıyısı ile muhteşem bir konumu var gerçekten de. Sadece 36 odası var, Ege esintisinin yüzünüzü okşamasını istiyorsanız, mutlaka deniz tarafından bir oda seçmenizi öneririm.
Simi Adası’nda Gezilecek Yerler
Simi Panormitis Manastırı / Başmelek Mikail Manastırı ( Panormitis )
Ana şehrin güneybatısındaki Panormitis köyü, Başmelek Mikail’e adanmış bir manastır olan Simi adasının ana manastırına ev sahipliği yapıyor. Kesin yapım tarihi bilinmemekle birlikte eski bir el yazmasına göre 15. yüzyılda yapılmış. Yazının başında iletmiştim, burası Ortodoks cemaati için oldukça mühim bir manastır. Bu manastırın eski bir tapınağın yıkıntıları üzerine kurulduğu söyleniyor, ancak bu kanıtlanmış bir bilgi değil ne yazık ki.
İç mekan Nikitas ve Michaelos Karakostidis tarafından yapılmış Bizans dönemine ait duvar resimleriyle kaplı. Başmelek Mikail’in görüntüsü fresklerden birinde tasvir edilmiştir. Ayrıca birçoğu hacılar tarafından hediye edilen güzel ahşap oyma ikonlar da var burada.
Manastırın bahçesinde ayrıca iki müze bulunuyor. İlk müzede gümüş ikonalar, papalar, Rus kitabeleri, kilise kapları ve çeşitli dini eşyalar bulunuyor. Diğer müze, balıkçılık, tarım ve çobanlıkla ilgili öğeleri içeren bir halk kültürü sergisine ev sahipliği yapıyor. Başmelek Mikail Manastırı ayrıca dini, tarihi ve felsefi içerikli Bizans el yazmalarının bulunduğu bir kütüphaneye de ev sahipliği yapıyor. Bazı kitaplar 16. ve 18. yüzyıldan kalma üstelik.
Ayrıca, burada bir galeri de var, manastırın ve çevresindeki manzaranın resimlerini görebileceğiniz. Panormitis köyündeki Başmelek Mikail Manastırı’nda her yıl 8 Kasım’da anma yapılıyormuş ve bu tarihte adaya çok sayıda hacının geldiği dini bir festival de düzenleniyor.
Simi Venedik Kalesi / Şövalyeler Kalesi ( Merkez )
Venedik Simi Kalesi, daha önce Bizans Kalesi’nin olduğu yere 14. yüzyılda Aziz John Şövalyeleri tarafından inşa edilmiş. Bu sebeple Şövalyeler Kalesi olarak da biliniyor. Yukarı Şehir’in ( Ano Simi veya Chorio ) en yüksek noktasında bulunuyor kale, dolayısıyla oldukça güzel panoramik bir manzaraya sahip. Bir yandan limana bir yandan da küçük vadiye bakıyor. Kalenin ana girişinin üzerinde, Aziz John Şövalyeleri’nin bir amblemini göreceksiniz. Ayrıca Meryem Ana’ya (Kyra Panagia) adanmış küçük bir şapel de bulunuyor burada. Bu şapel, kalenin en yüksek noktasında yer alıyor ve oraya vardığınızda Horio ve Yialos kasabalarının muhteşem manzarasını rahatlıkla görebiliyorsunuz.
Simi Deniz Müzesi ( Gialos )
Simi Deniz Müzesi, Gialos’ta bulunuyor. Müze 1983’te kurulmuş ve 1990 yılında Simi’nin merkezi tersanelerinin geçmişte barındığı zarif bir neoklasik evin içerisine taşınmış. Müze eski haritaları, dalgıç kıyafetlerini, deniz araçlarını, gemi modellerini ve adanın uzun deniz ve sünger avcılığı geleneğini gösteren bir çok esere ev sahipliği yapıyor. Esasında, oksijen üretimi için dalış makineleri, dalış kıyafetleri, sünger koleksiyonu, dalış taşları ve diğer dalış ekipmanları da dahil olmak üzere sünger dalışına adanmış özel bir bölüm bulunuyor müzede. Ayrıca zanaatkar Antonis Polias’ın tablolarına ve ahşap oyma
yelkenlilerine de ev sahipliği yapıyor.
Simi Roukouniotis Manastırı ( Roukouniotis )
Başmelek Mikail Roukouniotis’in manastırı, 15. yüzyılda Aziz Yuhanna Şövalyeleri tarafından yaptırılmış. Manastır eski bir tapınağın kalıntıları üzerine inşa edilmiş ve adanın batı tarafında, şehir merkezine yaklaşık 5 km uzaklıkta yer alıyor.
Roukouniotis Manastırı bir kale gibi inşa edilmiş ve manastırın iki tapınağı var. Manastır gerçekten de ilginç bir mimariye sahip ve üç bölümden oluşuyor. Bunlar ana bina, zemin kat ve bodrum katı. Alt manastırda inşa edildiği döneme ait ressam Gregory Symaiou’nun oldukça iyi korunmuş duvar resimlerini görebilirsiniz. Ayrıca, papazlara ait gümüş eşyalar, Bizans Dönemi’nden kalma dini simgeler, ahşap tablolar ve sunaklar sergileniyor.
Her yıl 8 Kasım’da tıpkı Panormitis Manastırı’nda olduğu gibi burada da, koruyucu azizleri kutsal bir ayin ile anılıyor ve bu anma günü, büyük bir şölenle kutlanıyor. Manastır duvarlarının dışında göreceğiniz servi ağacı, 100 yaşından daha büyük. Gittiğinizde ona sarılmayı da ihmal etmeyin derim.
Simi Arkeoloji ve Folklor Müzesi ( Şehir Merkezi )
Simi Arkeoloji Müzesi, Ano Simi’de eski ve geleneksel bir konakta bulunuyor. Bir zamanlar Hatziagapiditis ailesine ait olan konak günümüzde restore edilmiş ve müzeye dönüştürülmüş.. Müzenin üç koleksiyonu var: arkeolojik, Bizans ve folklor koleksiyonu.
Arkeolojik koleksiyon, adada yapılan Helenistik ve Roma heykelleri ve gemileri gibi kazılardan elde edilen bulguları içeriyor. Bizans koleksiyonu Bizans ve Bizans sonrası ikonalar, madeni paralar ve müzik el yazmalarından oluşuyor. Folklor koleksiyonu ise arkeoloji koleksiyonu ve Bizans koleksiyonundan daha büyük bir koleksiyon, daha da zengin. Geleneksel kostümler, müzik aletleri, el dokuması malzemeler, dikiş makinesi gibi günlük yaşam araçları ve onlarca yıl önceki yaşamı tasvir eden fotoğrafları göreceksiniz bu bölümde. Müzenin çakıl taşları döşeli bahçesinde bazı antik heykeller ve çömlekler sergileniyor. Küçük ama mutlaka görülmesi gereken bir müze burası. Bilhassa Simi adasının tarihi ve gelenekleri hakkında fikir sahibi olmak istiyorsanız, mutlaka görmenizi öneririm.
Bizans Şarap Presleri ( Marathounda )
Simi Adası, şarap üretimi konusunda oldukça ünlü ve bilinen bir yer.Simi şaraplarının ana özelliği iklim ve toprak koşullarının birleşiminden kaynaklanan bir özellik olan görkemli ve leziz tadı. Asma yetiştirme ve şarap işleme, Yunanlıların şarap tanrısı Dionysos’a taptıkları antik çağlarda başlayan uzun bir geleneğe dayanıyor aslında. Esasında, eski metinlerde pek çok asma çeşidinden bahsediliyor ve bunlardan bazıları yüzyıllar boyunca günümüze kadar gelebilmeyi başarmış kaynaklar. Bu eski geleneğin bir kanıtı olarak, Simi adasında, çoğunlukla Bizans döneminden kalma birçok şarap presi bulunmuş. Aslında, Sarantis Kritikos tarafından yakın zamanda (1992’de) keşfedilen ve Simi’nin her yerine dağılmış 120’den fazla pres var. Bugün bunlardan sadece on biri Kourkouniotis bölgesinde restore edilmiş. Bu presler bir daire haline gelen büyük taşlardan yapılmıştır. Çemberin ortasına insanlar üzümleri koyup ayaklarıyla ezerlermiş. Üzümlerin suyu, taşların arasındaki bazı deliklerden akıyormuş. Daha sonra taşların yerini daha yüksek duvar yapıları almış.
Gitmek için kasabadan Panormitis Manastırı’na giden yolu kullanabilirsiniz ve Megalos Sotiras Manastırı’nın solundaki bir tabela sizi güzel bir selvi ormanından geçirerek, preslere giden küçük yola sokacak. Yolu takip etmeniz yeterli.
Meçhul Asker Anıtı ( Liman )
Limanda göreceğiniz Meçhul Asker Anıtı, Barış Güvercini olarak da anılan bir anıt. Bir tarafta üzerinde güvercin olan bir anıt, hemen arkasında da bir başka anıt göreceksiniz. Bu ikinci anıtın üzerinde 2.Dünya Savaşı’nda hayatını kaybeden askerlerin isimleri yer alıyor. Anıtın hemen arkasındaki kayada bir oyma da göreceksiniz. Bu bir trireme yani eski bir savaş gemisi.
Mihalaki Balıkçı Heykeli ( Liman )
Yine limanda, Saat Kulesi’ nin yanında göreceğiniz bir heykel bu. Simili heykeltraş Valsamis Kostas yapmış, Mihalaki Heykeli “Küçük Balıkçı Heykeli” anlamına geliyor. Heykel adaya gelen gemicileri selamlar gibi duruyor adeta limanda.
Belediye Saat Kulesi ( Liman )
Nedense saat kulesi gördüğüm herhangi bir ülke, bana İzmir’i hatırlatıyor. Simi Saat Kulesi’de aynı hissi yarattı. Bu kule 1881 yılında inşa edilmiş. ünlü heykeltıraş Costas Valsamis’e ait bir eser. Valsamis’in diğer ünlü eserlerini de yazalım ismi geçmişken;Kahraman Kadın, Saflık ( bronz ), İşgaldeki Anne ( bronz ), El Greco ( bronz ), Küçük Balıkçı( bronz )
Kali Strada – Doğru Yol
500 basamaktan oluşan bir merdiveni çıkmaya hazır mısınız? Gözünüzü korkutmasın, gerçekten de Kali Strata’da yürümek için biraz zaman bulmak isteyeceksiniz. Bu, yaklaşık beş yüz adım içeren oldukça yoğun bir tepe tırmanışı olacak ama bir o kadar da keyif alacağınıza emin olabilirsiniz. Gialos ve Chorio köyleri arasında uzanan bir yol aslında Kali Strada. Yolun sonunda da sizi döktüğünüz her bir ter damlasına teşekkür ettirecek bir manzara bekliyor olacak.
Kali Strata’nın asıl amacı, adadaki zengin nüfusa dolambaçlı ve hoş bir ortamda eve yürüme şansı vermekmiş aslında. Bugün, bu bakımlı patika, yaratıldığı zamanki hissiyle aynı hislere sahip, bunu korumayı başarmış. Bu yol sizi adadaki mimarinin ve manzaranın inanılmaz manzarası eşliğinde, iki köy arasında bir yolculuğa çıkarıyor. Bu yol aynı zamanda zengin tüccarların ihtiyaçlarını karşılamak için
tasarlandığından, oldukça bakımlı ve çok rahat. Tek mühim olan şey doğru ayakkabıyı giymek çünkü taşlar bazen kaygan olabiliyor.
Simi’de Alışveriş
Simi Adası’nın en ünlü ürünü, deniz süngerleri. Bunun dışında adanın bir başka güzel özelliği de kekik, adaçayı ve kekik gibi otları. Bunlar tepelerde yabani olarak büyüyorlar ve yanlarından geçerken kokularıyla sizi büyülüyorlar. Bu bitkileri satın alabileceğiniz dükkanlar ve sokak tezgâhları da bulunuyor aynı zamanda. Ayrıca Yunan baharatlarının yanı sıra bazı bitki kokulu ürünler, zeytinyağları ve geleneksel anason aromalı bir likör olan Uzo’yu da satın alabilirsiniz. Çoğu durumda bunları güzel paketlerde veya hediye edilmeye hazır dekoratif şişelerde satıyorlar elbette. Simi seramik ve tekstil ürünleri ile de ünlü bir ada. Bal tezgâhlarına göz atmayı da unutmayın derim.
Simi Adası Plajları
Nos beach ( Simi Denizcilik Kulübü )
Şehir merkezinden otobüs veya tekne ile kolayca ulaşabileceğiniz bir noktada bulunuyor.
Dalgasız denizi, incecik kumu ile sakin ve keyifli bir plaj isteyenler için, ideal nokta diyebilirim.
Nimporios Beach
Nimporios plajı, şehir merkezinin 3 km kuzeybatısında bulunuyor ve oldukça cazip bir plaj. Sakin, sessiz ve en keyifli detaylarından biri de, ağaçların altında güneşlenebilme lüksü. Bunun yanında Ege’nin kristal sularında yüzme keyfi de bonusu. Nimporios plajının çevresi de, bilhassa yürüyüş yapmak isteyenler için çok çekici bir alan. Dalış için de keyifli bir bölge burası. Nimborios köyü, mükemmel suları, bozulmamış çevresi ve konaklama tesisleri ile özellikle ilkbahar ve yaz aylarında görülmeye değer yerlerden ada içerisinde.
Pedi Beach
Pedi koyunda yer alan Pedi plajı Chora’ya sadece birkaç kilometre uzaklıkta bulunuyor. Ardışık bir dizi plaj ve koy bulabilirsiniz burada geldiğinizde. Toplu taşıma ile ulaşımı da oldukça kolay.
Emporio Gialos Beach
Gialos, heybetli saat kulesi ve güzel konaklarla çevrili Simi’nin en büyük limanı. Hemen yanında yer alan Gialos plajı, çoğunlukla turistler için oldukça popüler bir mekan. Liman bölgesi, Simi adasının her iki tarafında da kayaların bulunduğu vahşi tarafına bakıyor. Plaj oldukça huzurlu, sakin ve kristal sularında yüzmesi oldukça keyifli. Bu plajda şezlong ve şemsiye yok, bu sebeple hazırlıklı gitmeniz gerekiyor.
Simi Adası’nda Ne Yenir?
Haris ( Gialos )
Haris bir aile işletmesi. Hem turistlerin ve yerel halkın kalbini çalmış durumda üstelik. Simi’deki en keyifli gastronomik tecrübelerden birini burada deneyimleyebilirsiniz. Adanın en güzel sahil kesiminde, lezzetli ve kaliteli yemeklerin sırlarını ziyaretçileriyle paylaşmak amacıyla kurulmuş. Oldukça sıcak bir ortamı var gerçekten, geleneksel meyhane kavramını severseniz burayı mutlaka denemelisiniz. Geleneksel Yunan lezzetlerinin yanı sıra benim en sevdiğim lezzetleri salataları olmuştu çünkü salatada kullandıkları yeşillik ve sebzeleri kendileri yetiştiriyorlar, kendi bahçelerinde hem de.
Meet The Meat Grill House ( Gialos )
Gialos sahilinde, denizin hemen yanında geleneksel Yunan souvlakisinin tadını çıkarabileceğiniz bir mekân burası. Meet The Meat, hem denize hem de Simi Adası’nın güzel neoklasik evlerine bakan bir manzaraya sahip. Menüde tzatziki, beyaz peynir ve taze patates kızartması, çeşit çeşit mezeler ve salatalar gerçekten leziz. Ayrıca pide, et çeşitleri, domuz döner, tavuk döner, kebap, sucuk da mevcut ve hellim peyniri & sebze ile servis ediyorlar. Buna ek olarak, menüde vejetaryen burgerler ve ızgara sebzeler gibi bazı vejetaryen seçenekler de var.
Mano’s Fish Restaurant ( Gialos )
Manos, dünyanın her yerinden tüm ünlülerin buluşma noktası olmuş bir balık restaurantı.Muhteşem Simi limanının merkezinde romantik bir akşam yemeği için ideal bir yer, eğer niyetiniz romantik bir gece geçirmek ise başka yer aramanıza gerek yok gerçekten. Port’un muhteşem manzarası ve mutfağı gecenin sonunda buradan mutlu ayrılmanızı sağlıyor, emin olabilirsiniz. Fiyatlar da bununla orantılı elbette. Günlük taze ve leziz balık menüsü, ahtapot ve ızgara kalamar, ıstakoz, tazecik salataları, ev yapımı ekmek ve kaliteli şaraplar ile birleşince, seratonin hormonunuzu tavana fırlatıyor. Bu şahane akşam yemeğine de güzel müzik, dans, tabak kırma etkinlikleri ve geç saate kadar süren Yunan eğlencesi eşlik ediyor.
Meraklis ( Gialos )
Gialos’un merkezinde, taş döşeli sokaklarında, geleneksel ada karakterini koruyan neoklasik bir binada bulunuyor Meraklis. Mavi tonlarında ahşap oymalı büyük kapısı önünden geçerken bile dikkatinizi çekiyor gerçekten. 1983’ten beri hizmet veriyorlar ve lezzetli mezelerinin yanı sıra, gerçekten de güler yüzlü bir hizmetleri var. Yunan lezzetleri, mezeler, taze salatalar, deniz ürünleri ve vejetaryen seçenekleri mevcut.
Pantelis ( Gialos )
Simi Adası’nın en ünlü restoranlarından biri Pantelis. Manzarası ve şefin deniz ürünleri birleşince, büyülü bir akşam yaşıyor insan. Otantik ada mutfağı, ıstakozlar, karidesli makarna, Yunan mezeleri… Her biri, birbirinden leziz ve seçim yapması zor bir menüsü var gerçekten.