İçindekiler
Yunan Adaları deyince akla gelen ilklerden; Midilli. Girit ve Eğriboz adalarından sonra gelen en büyük üçüncü Yunan adası kendisi. Üstelik Midilli ile ilişkimiz; her perşembe Ayvalık’a yapılan düzenli feribot seferleri ile de iyice pekişmiş durumda. Peki bu seferler ne için yapılıyor biliyor musunuz? Ayvalık’ın meşhur perşembe pazarı için. Midilli halkı pazar alışverişi için Ayvalık pazarını tercih ediyorlar.
Odiseas Elitis’in ( Nobel Ödüllü, Midillili şair ) Midilli Adası için söylediği çok güzel bir söz var; ‘Dünyanın hiçbir yerinde Güneş ve Ay o kadar ahenk içinde batmaz, başka hiçbir yerde güçlerini o kadar eşit paylaşmazlar.’ Midilli Adası’nın ne kadar büyüleyici olduğunu buradan bile anlamak mümkün. Ünlü Yunan şairleri Alcaeus ve Sappho’da Midillili’dir. Ayrıca Barbaros Hayreddin Paşa da 1467 yılında Midilli’de doğmuş.
Bir rivayete göre Midilli, bugünkü adıyla Lesvos Adası’nın ismi Teselyalı kahraman Lapithos’un oğlu Lesvos’tan alıyor. Osmanlı hakimiyetine girdiği dönemde Türkler bu adaya Midilli ismini veriyorlar. Midilli diğer Ege adalarından farklı olarak çok daha yeşil bir görüntüye sahip. Sık ormanlarla kaplı bir yapısı var, yemyeşil. Bu yüzden buraya Zümrüt Ada benzetmesi yapıldığını da duyabilirsiniz sık sık. Adanın yüzölçümü 1.633 km². Bu alanın ⅕’ini ormanlar, ¼’ünü ise zetin ağaçları kaplıyor. Bitki örtüsü sayesinde oldukça fazla kuş türünü barındırıyor. Bu da Midilli’yi kuş gözlemcilerinin vazgeçilmez noktalarından biri haline getiriyor aslında. Olymbos, Lepetimnos ve Psilokoudouno dağları adanın en yüksek dağları. 370 km’lik bir sahil şeridine sahip ve Gena, Kalloni ve Polichnitos adlarında üç büyük körfez ile çok fazla sayıda koya sahip.
Yunan mitolojisinde anlatılanlara göre Midilli’nin ilk sakinleri Pelasgoslar. Tarih sahnesine baktığımızda ise, adada yüzyıllar boyunca Antik Yunan, Pers, Roma, Bizans, Ceneviz, Osmanlı devletlerinin ve en sonunda Yunanistan’ın hüküm sürdüğünü görüyoruz.
Midilli Adası’ndan bunları yapmadan dönmeyin
- Sapho Meydanı’nı gezin, mola vermek için ideal noktalardan.
- Agios Therapondas Kilisesi’ni ziyaret edin.
- Ermou Caddesi’ne gidip alışveriş yapın.
- Halimbey Konağı’nı ziyaret edin.
- Agios Athanasisos Metropolitlik Kilisesi’ni ziyaret edin.
- Yeni Cami ve Hamamı’nı görün.
- Valide ve Yalı Cami’ni ziyaret edin.
- Arkeoloji Müzesi’ni gezin.
- Barbaros Hayrettin Paşa’nın doğduğu evi görmek için Paleokipos köyünü ziyaret edin.
- Zeytinyağı işletmelerinin bulunduğu Pappados bölgesine gidin.
- Plomari Uzo Dünyası Müzesi’ni ziyaret edin.
- Uzo müzesi yakınlarındaki Barbayanni rakılarının üretim tesisi ve müzesini gezin.
- Ayasos dağ köyünü ve köy merkezinde bulunan (Hz.İsa’yı tutan Meryem Ana) kiliseyi ziyaret edin. Buraya gelmişken köydeki Kilise Objeleri Müzesi ve Halk Eserleri Müzesi’ni ziyaret edin.
- Thermi’ye gidip buradaki termal tesiste keyif yapın.
- Thermi’ye gelirken yol üzerinde bulunan Olive Wood House’u ziyaret edin ve zeytin ağacından yapılan hediyeliklerden satın alın.
- Thermi’den sonra Montamados kasabasını ziyaret edin ve kasabadaki Taksiarhis Manastırı’nı görün. Manastırın kafesinde bir mola vererek lsütlaç, ballı lokma ve yoğurt deneyin. Dini bayramlara denk gelirseniz keşkek de yiyebilirsiniz.
- Skamniya dağ köyüne gidip oksijene doyun.
Midilli Kalesi (Kastro)
Midilli Kalesi, bir diğer adıyla Kastro’nun temeli Bizans dönemine 482-565 yıllarına arasına dayanıyor. Limana yakın yeşil bir tepenin üzerine inşa edilen Midilli Kalesi aradan geçen onca zamana rağmen, ihtişamını koruyor. Bu kalenin özelliği Akdeniz’in en büyük kalelerinden biri olması. Midilli Kalesi Osmanlı döneminde bazı değişikliklere uğramış, içindeki medrese de o dönemden kalma. Kalenin alt katında, o zamanlarda yaşanan savaşın izlerini görmeniz mümkün. Burası savaş zamanında çocukların ve kadınların sığınması için kullanılan bir barınakmış. İnsan, bunu bilerek gezdiğinde her adımı farklı bir duygu uyandırıyor gerçekten.
Midilli Antik Tiyatrosu
Bu tiyatronun en ilginç özelliği, M.Ö 62 yılında Midilli’ye gelen Komutan Pompeus’un, antik tiyatronun aynısını Roma’da yaptırmış olmasıdır. Geçmişi Helenistik döneme kadar uzanan bir şaheser. Adanın kuzeybatısında, Aya Kiriaki Tepesi nden bulunuyor. Bu tepe çam ağaçlarıyla kaplı, yemyeşil bir tepe. Antik tiyatroya giriş ücretsiz ve bir saat sınırlaması bulunmuyor.
Agios Athanasios, Agioi Theodoroi ve Agios Therapon kiliseleri
Midilli’nin merkezinde yer alan, gotik tarzda mükemmel bir mimariye sahip olan Agios Athanasios 18. yüzyılda yapılmış. Çan kulesi en fazla öne çıkan özelliklerinden biri.
Midilli adasındaki en değerli tapınaklardan biri olan Agioi Theodoroi üzerinde eski ve yeni ahitten sahneler barındırıyor. Agios Therapon Kilisesi’de Midilli’nin en ünlü yapılarından biri. 1935 yılında inşa edilmiş ve dış cephe süslemeleri ve kubbesiyle, gördüğünüz andan itibaren dikkatinizi çekecek.
Yeni Cami
İsmini bakıp yeni, ibadete açık ve bakımlı bir cami görmeyi umuyor olabilirsiniz ancak yalnızca ismi Yeni. 1820’li yıllarda Kulaksızzadelerden Mustafa Ağa tarafından yaptırılmış. Kendisi o dönemin saygın isimlerinden biriymiş. Cami ve külliyenin beraberinde, yan sokakta bir de hamam bulunuyor. Caminin restore edileceği dair söylentiler var ancak henüz bir gelişme yok tabi. İnsan ister istemez, bu halde olmasına üzülüyor.
Morya Su Kemeri
Morya Midilli merkezine yaklaşık 6 km mesafede bulunuyor. Bu su kemeri Roma dönemine ait, benzersiz bir eser. Ayasos’taki su kaynaklarından gelen suyu Midilli merkeze taşıyormuş.
Yakındakibir ocaktan çıkarılmış ve gri renkli mermerden oyulmuş 12 sütundan oluşuyor. Buralara kadar gelmişken, görülmesi gereken yerler arasından gerçekten. Giriş ücretsiz ve ziyaret saati sınırlaması bulunmuyor ancak elbette gündüz ziyaret etmek için daha uygun.
Molivos
Burası adanın en canlı kasabalarından biri. Sezonda oldukça canlı ve en çok turist ağırlayan lokasyonlardan. Bu kasabanın bir diğer ismi de Mithymna. Molivos Kalesi bu kasabanın simgesi. Kasabadaki kültürel etkinlikler de bu kalede gerçekleşiyor. Ada ile aynı isimdeki Molivos plajı da kum ve çakıl taşlarından oluşan, adanın gözdelerinden bir plaj. Molivos plajı mavi bayraklı bir plaj ve çevresinde ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz alternatifler bolca var. Burada şezlong ve şemsiye kiralayabilir, su sporları seviyorsanız keyifli vakit geçirebilirsiniz. Molivos genel olarak renkli ve ışıklı sokakları, ufak sokak dükkanları ile oldukça canlı ve hareketli bir kasaba. Gece hayatını en yoğun yaşayacağınız yerlerden biri de Molivos. İyi müzik, leziz kokteyller ve eğlence için en sık tercih edilen kasaba.
Molivos Kalesi
Molivos Midilli merkeze ortalama 1 saat uzaklıkta bir mesafede yer alıyor. Molivos Kalesi’ne ulaşmak için oldukça zor ve engebeli bir yolculuk sizi bekliyor. Yol oldukça dar, tabir-i caizse delik deşik.
Molivos Kalesi’ne ulaşmak Molivos’a ulaşmak kadar zor olmasa da dik bir yamacı çıkmanız gerekiyor. Kaleden aşağı doğru bir sürü ev sıralanıyor. Bu kale de yöreye özgü kırmızı ve kahverengi taşlardan yapılmış. Oldukça farklı bir mimarisi var. Kaleyi gezdikten sonra Molivos kasabasınız da gezmelisiniz. Buradaki restoranlardaçok leziz deniz ürünleri yiyebilirsiniz. Molivos Kalesi Mithymna’nın ortaçağ kalesi olarak da biliniyor. Midilli’nin ikinci büyük kalesi ve yine Midilli Kalesi gibi adanın kuzey tarafına hakim, yeşillikler içinde bir tepenin üzerine inşa edilmiştir. Bizans döneminde, antik Mithymna kalesinden elde edilen kalıntılar ile inşa edilmiş, Osmanlı döneminde de birçok değişikliğe uğramış. Bu kale aynı zamanda Doğu Akdeniz’in en önemli kalelerinden biri ve bugüne dek oldukça iyi korunduğu için, kalede birçok etkinlik de yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor.
Plomari
Molivos’a göre oldukça sakin ve bakir bir kasaba Plomari. Adanın en büyük ikinci kasabası olma özelliğini taşıyor. Küçük, tarihi evleri, ufak tavernaları ve bakir plajlarıyla oldukça sakin ve keyifli bir gün geçirebilirsiniz burada. Bu yapısından dolayı ‘Eski Şehir’ olarak da anlıyor. Adanın bir diğer özelliği ise Uzo fabrikalarının olduğu bölgede olması. Üstelik Yunanistan’da ilk Uzo Plomari’de üretilmiş. Türklerin en çok tercih ettiği Uzo Barbayanni marka olan. Barbayanni’nin 150 yıllık fabrikasını gezebilir ve Uzo ile ilgili tüm üretim aşamalarını öğrenebilirsiniz. Plomari’nin uzo fabrikalarına ev sahibi yapmasının sebebi bölgenin suyu. Kaliteli su kaynaklarına sahip olduğu için aynı şekilde kaliteli anason üretiliyor burada.
Skala Skamnias
Adaların olmazsa olmazlarında biri de balıkçı kasabaları biliyorsunuz. İşte Midilli’nin de balıkçı kasabası Skala Skamnias. Adını kasabada bulunan dut ağaçlarından alıyor, Skamnias Yunanca’da dut anlamına geliyormuş. Küçücük bir limanı ve bir kaç tane ufak işletmesi var kafe ve restoran olarak. Çok zamanınızı alacak bir yer değil ama tazecik deniz ürünleri yemek isterseniz eğer, uğramanızı öneririm.
Kalloni
Deniz ürünleri sevenlerin tercih ettiği kasabalardan biri de Kalloni. Burası sardalyası ile de meşhur. Adanın ikinci merkezi gibi düşünebilirsiniz burayı. Kuş gözlemcilerinin de en sevdiği noktalardan biri. Kumsalındaki pelikanlarla oldukça egzotik bir görüntüye sahip Skala Kolonis plajı oldukça büyük ve keyifli bir plaj. Çeşitli işletmeler mevcut ve yine bir ada klasiği olan su sporlarını deneme imkanınız da var burada. Moni Limonos Manastırı da burada bulunuyor.
Eressos
Bu kasaba tarihi dokusu ile sizi sarıp sarmalayacak. Deniz kenarındaki restoranları, plajları, antik çağdan kalma yerleşim yerleriyle oldukça keyifli bir yer. Merkeze biraz uzak olsa da görülmeye değer gerçekten. Burası bilhassa rüzgar sörfü yapanlar tarafından çok fazla tercih ediliyor zira adadaki en uygun rüzgara sahip bölge. Bunun dışında eşcinseller tarafından da çok sık tercih ediliyor ve bunun önemli bir nedeni var. Sappho ( Ünlü Yunan Şair ) burada doğmuş. Sappho eşcinsel şairlerden ve kadınlara yazdığı şiirler ile lezbiyenlik kavramının temellerinin Eressos’ta atıldığına inanılıyor. Bu sebeple her yıl bir Lezbiyen Festivali düzenleniyor ve Sappho anılıyor. Eressos sahilinde Sappho’nun heykelini de görebilirsiniz. Sappho’yu anmışken şuraya ona ait dizelerden bir örnek bırakmamak da olmaz sanırım;
“Ne garip!
En iyi davrandıklarım
bugün en çok incitenler beni.”
Mantamados
Midilli Adası şehir merkezine 37 kilometre uzaklıkta olan Mandamados Kasabası, adanın kuzeybatısında yer alıyor. Midilli de olsa mandırası, ineği, sütü bol köyleri görmek isteyenler olabilir, otantik sevenler. İşte Mantamados tam size göre. Midilli’nin en ünlü ve otantik köyü burası. Oldukça kaliteli ve leziz peynirleri tadabileceğiniz bir yer. Ladoriti peynirleri de çok meşhur, kaşar peynirine benziyor ama kızartılarak tüketiliyor. Gitmişken mutlaka bir denemenizi öneririm. Peynir sevenler için bir cennet burası. Küçük küçük seramik atölyelerinden de hem dekoratif eşyalar alabilir hem de seramiğin yapılışını izleyebilirsiniz. Ayrıca Midilli’nin en önemli tarihi detaylarından biri olan Taksiarhis Manastırı da bu köyde bulunuyor. Buraya kadar gelmişken bir 15 km daha ilerleyip, Agia Paraskevi zeytinyağı müzesini de görebilirsiniz.
Mandamados Taksiarhis Manastırı
Manastır Yunanistan’ın en önemli haç merkezlerinden biri. Bizans döneminde yapılmış ve muhtemelen 1462’de Osmanlı Devleti’nin Midilli’yi işgal etmesi ile birlikte boşaltılmış. 1879 yılına gelindiğinde tekrar inşa edilmiş.
Bir efsaneye göre, 10. yüzyılda manastırın olduğu yerde 40 rahip yaşıyormuş. Günlerden bir gün, korsanlar bu bölgeye saldırmış ve rahiplerden 39’unu kılıçtan geçirip katletmişler. O sırada baş melek Mihail, çatıda uyuyan rahip Gabriel’i korur ve Gabriel mucizevi bir şekilde katledilmekten kurtarır. Bu katliamdan kurtulan Gabriel, katledilen 39 arkadaşının kanıyla sulanmış, kıpkırmızı toprağı kullanarak Baş melek Mihail’in ikonasını yapar. Kanlı topraktan yapıldığı anlatılan bu ikona, kilisede sergileniyor. Elbette geçen zaman içerisinde, ışığın ve mumların etkisiyle Mihail’in yüzü kararmış ancak inanca göre, ikonaya baktığınızda onun güzel olduğunu düşünürseniz, sizin iyi bir insan olduğunuz anlamına geliyormuş. Eğer kötü şeyler düşünüp, çirkin olduğuna karar veriyorsanız, bu da içinizdeki kötülüğün yansıması olarak kabul ediliyormuş.
Manastır bahçesinde, dizleri üzerinde yerde sürünen yaşlı insanları gördüğümde çok dikkatimi çekmişti. Onlar, bu şekilde yaparak hacı olacaklarına inanıyorlarmış. Bu oldukça yaygın bir gelenekmiş.
Paskalya’dan iki hafta sonra Manastır’da Taksiarhis Festivali kutlanıyor. Bir gün öncesinde, yüzlerce insan adanın farklı yerlerinden yürüyerek manastıra geliyormuş. Mihail’e olan saygılarını, sevgilerini göstermek ve dileklerin dilemek için bu uzun yürüyüşyen sonra boğa kurban ediliyormuş. Sonrasında da bizim kültürümüzde de alışkın olduğumuz Kistek 8 keşkek ) yemeği hazırlanarak manastırdaki ziyaretçilere dağıtılıyormuş.
Sigri
Adanın en sessiz sakin kasabalarından biri Sigri. Osmanlı döneminden kalma Sigri Kalesi’ne çıkarak bu sakin kasabanın güzel manzarasını seyre dalabilirsiniz. Küçük bir plajı da mevcut, kale manzaralı ancak bir tesis yok. Havlunuzu serip bir ağaç gölgesinde denize girebilirsiniz ancak sıcakta oldukça zor olacaktır, bu yüzden çok tavsiye etmiyorum. Deniz keyfi için çok daha güzel plajlar mevcut. Midilli Taşlaşmış Ormanı Doğal Tarih Müzesi de Sigri de yer alıyor.
Sigri Kalesi
Sigri Kalesi Midilli’nin en büyük üçüncü kalesi. Konumu itibariyle muhteşem bir manzaraya sahip olduğu için, turistlerinde de oldukça fazla ilgisini görüyor.
Manzara seyretmeyi seviyorsanız, bir de o anı güzel fotoğraflarla geleceğe saklamak istiyorsanız Sigri Kalesi’ni mutlaka görmenizi öneririm. Sigri Kalesi Osmanlılar tarafından yapılmış bir kale. Kırmızı ve beyaz taşlar kullanılarak inşa edilmiş, zamanla yaşanan depremlerde hasar alsa da, ihtişamından pek bir şey kaybetmemiş.
Sigri Fosilleşmiş Ormanı
Bu orman Midilli’nin batı tarafındaki Sigri & Eresos arasındaki bölgede bulunuyor. Doğa ananın eşsiz bir esere desek yanlış olmaz sanırım. Jeoloji, paleontoloji ve çevre bakımından da oldukça kıymetli bir oluşum. Ege’nin kuzeydoğu bölgesinde, bundan yaklaşık 20 milyon yıl önce oluşan volkanik patlamalar sonucunda, ormanı kaplayan volkanik maddeler bitkilerin etrafını kaplamış ve tüm floranın mükemmel bir dokunuşla fosilleşmesine sebep olmuş. Sigri ormanı 1985 yılında korumaya alınmış.
Agiasos
Burası Olimpos dağının yamacına kurulmuş, öyle güzel bir köy ki. Ayasos köyü yemyeşil doğası ve geleneksel mimarisi ile özellikle yürüyüş ve fotoğraf çekimi için oldukça keyifli bir köy. Arnavut kaldırımları, renkli Yunan evleri ile dokusu bozulmadan günümüze kadar gelmiş, iyi korunmuş. Panaghia Kilise de Ayasos köyünde bulunuyor. Sevdiklerinize küçük Midilli hatıraları almak istiyorsanız eğer Agiasos doğru yer. El sanatlarına dair bir çok dükkan bulabilirsiniz burada. Midilli’nin her Kasım’da düzenlenen meşhur kestane festivali de burada yapılıyor. Köyde bol miktarda kestane ağacı var. Kasım ayında gelirseniz, kestane bahçelerini gezerken, gönlünüzde kestane de toplayabilirsiniz.
Festivaller;
Yeri geldikçe belirttim ama tek bir başlık altında toplamak gerekirse, Midilli’de her yıl 3 büyük festival düzenleniyor.
Uzo Festivali
Her yıl Temmuz ayında Mytilene ve Plomari’de düzenleniyor. Plomari zaten bir çok uzo üreticisinin bulunduğu bir kasaba ve burada yetişen anasonların daha özel bir lezzeti olduğu söyleniyor. Bu festivalde onlarca uzo markasının çeşitli etkinlikleri oluyor.
International Eressos Women’s Festival – Sappho Festival (Lezbiyenler Festivali )
Sonbaharın gelişi ile birlikte, her yıl Eylül ayında düzenleniyor, Sappho’nun doğum yeri olan Skala Eressos’ta.
Kestane Festivali
Sonbaharı uğurlayıp yavaş yavaş kışı karşılarken, kestane mevsimi geliyor. Her yıl Kasım ayında Agiasos köyünde düzenleniyor. Çeşitli etkinlikler beraberinde bol oksijenle kestane ormanlarına dalıp, kestane toplamak isterseniz, değerlendirebilirsiniz.
Midilli Mutfağı
Geleneksel Yunan lezzetleri deneyimlemek için en doğru yerlerden biri de Midilli. Yunan mutfağı, mezeler, deniz ürünleri ve zeytinyağlılar açısından oldukça zengin bir mutfak. Tazecik deniz ürünleri, leziz mezeler ve uzo ile kurulmuş sofralarda Yunan tavernalarının keyfini çıkarmayı unutmayın. Midilli’de asla yemeden dönmeyin diyeceğim lezzetlerden biri; tuzlanmış balık. Bunu gerçekten çok çok iyi yapıyorlar. Burada reçel kültürü de oldukça yaygın, dükkanlarda kavanozlanmış halde bir çok reçel çeşidinin satıldığını görebilirsiniz. Şarap kültürü de çok yaygın, bilhassa Lesvos şarabını denemelisiniz.
Midilli’ye Nasıl Gidilir?
Midilli’ye hem feribot hem de hava yolu ile ulaşım var ama genellikle feribot tercih ediliyor. Çünkü Türkiye’den direkt Midilli’ye sefer bulunmuyor. Önce uçakla Atina’ya gelmeniz gerekiyor. Ondan sonra Midilli’ye geçiş yapıyorsunuz. Bu da hem yorucu hem de daha maliyetli oluyor. Feribot için en rahat ulaşım noktanız; Ayvalık. Ortalama 1.5 saatlik keyifli bir deniz yolculuğundan sonra adaya varıyorsunuz. Biletleri online olarak almanız hem daha rahat hem de daha ekonomik olacaktır, ufak da olsa bir indirim oluyor online biletlerde. Ayrıca diğer Yunan adalarından da Midilli’ye feribotla ulaşım imkânı var. Midilli içi ulaşımda ise otobüs, özel araç ve taksi kullanılıyor. Adanın büyüklüğünü göz önünde bulundurduğumuzda, en konforlu ve rahat yöntemin araç kiralamak olduğunu söyleyebilirim. Böylece, az zamanda çok daha fazla yeri gezme şansını yakalayabilir ve zaman planlamanızı kendi istekleriniz doğrultusunda yapabilirsiniz.
Midilli’ye Ne Zaman Gidilir?
Bu kadar güzel koya sahip bir adaya gitmek için en doğru zaman elbette Yaz ayları. Bilhassa deniz tatili yapmak istiyorsanız. Eğer kültürel bir gezi olmasını planlıyorsanız, bahar aylarında da tercih edebilirsiniz. Ben adanın kışını merak ediyorum diyorsanız eğer, nadiren de olsa feribot seferleri yapılıyor. Denk getirerek değişik bir tecrübe edinebilirsiniz. Her yıl Kasım ayında düzenlenen kestane festivalini de görmek isteyebilirsiniz. Konaklama seçeneği olarak da oldukça fazla alternatif mevcut, lüks konaklama seçeneklerinden daha ekonomiklerine, otellerden apartlara alternatifiniz oldukça bol.